Ak PARTİ, yaklaşık 20 yıldır,kendine oy versin ya da vermesin, milletinin hizmetinde. Oyları konjonktür gereği bazen azalıp çoğalsa da milletin teveccühü devam ediyor.
Muhalifler, Ak PARTİ'yi iktidardan indirebilmek için sürekli "yalan, algı, ajite" peşinde; çünkü milletimizin gözüne, gönlüne hitap edebilecekleri tek projeleri yok.
Biricik hedefleri aşikâr:
Ne olursa olsun, neye mâl olursa olsun-terör örgütleri ve dış güçlerle işbirliği dahil-Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirmek. Bunu ölesiye istiyorlar; ama milleti iknâ edebilmek için " Sağlık, ulaşım, savunma sanayi, dış politika vs" anlamında iktidarı eleştirmek adına mâkul ve mantıklı gerekçeleri yok.
Tek atımlık mermileri var: Salgın kaynaklı hayat pahalılığı.
Sürekli artan mal ve hizmet ücretleri, dolayısıyla eriyen alım gücü, insanlarımızı hem maddi bakımdan hem de psikolojik olarak yoruyor.
Bu yorgunluk hâli sadece muhalif seçmenlerde değil, Ak PARTİ tabanında da gözle görünür şekilde. AK PARTİ yönetimi ve teşkilatları, tabandaki memnuniyetsizlik hâlini kulak arkası etmemeli, "nasıl olsa bize oy verirler" yanılgısına düşmemeli.
Bu yaklaşım, çok büyük bir hata olur.
Her Ak PARTİ seçmenini "pazara kadar değil mezara kadar" penceresinden bakarak değerlendirmek, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir. Evine ekmek götüremeyen,çocuğunun cebine harçlık koyamayan, Hanım'ına karşı mahcup olan bir babanın gözleri; ne yapılan köprüleri, yolları, barajları ne İHA-SİHALAR'ı ne de iç ve dış siyasetteki başarıları görür.
Tencerelerde "et" yerine "dert" kaynıyorsa Demirel'in meşhur sözünü hatırlamakta fayda var:
"Boş tencerenin devirmediği iktidar yoktur."
Ak PARTİ, şimdiye kadar yaptığı tüm hizmetlerin daha fazlasını yapsa muhalif seçmenden oy alabilir mi?" sorusuna gönül rahatlığıyla "Hayır" diyebiliriz; çünkü karşımızda "Belediye Başkanlarınızın üç icraatını sayar mısınız?" dediğinizde, bir tanesini bile söyleyemeyen; ama yine de başkanlarından ve partilerinden çok memnun (!) olan ilginç bir kitle var.
Bu kitle, "mezarlıklara konulan ibrikleri, vapurlardaki logolu çay bardaklarını, metrolardaki ücretsiz interneti" ;
savunma sanayindeki muhteşem gelişmelerden, Osmangazi, Yavuz Selim ve Çanakkale Köprülerinden, Marmaray'dan, denizin altından geçirilen Avrasya Tüneli'nden, Nükleer Santrallerden, duble yollardan daha değerli hizmetler olarak gören bir kitle.
Üzerlerine giderseniz "Yapacak tabi kardeşim iktidar değil mi? Hem yapıyorsa cebinden mi yapıyor?"diyebilen garip bir kitle.
Ne yazık ki tercihlerini "hizmet"in belirlemediği böyle bir kitleyle muhatabız. O halde muhatabımız "yapılan hizmetleri takdir eden" seçmenler olmalı. Sıradan bir hayat yaşayan, çektikleri tüm zahmetlere rağmen ülkesini sevmekten vazgeçmeyen, takdir duygusunu kaybetmeyen insanlar.. Lüks yaşama derdi olmayan yeter ki kimseye muhtaç olmadan yaşayabilelim derdinde olan insanlar. Her köşe başında karşımıza çıkıveren insanlar..Ev hanımı Ayşe Teyzeler, Esnaf Hasan Amcalar, emekli Salim dedeler,Fatma nineler yani..
O halde son düzlüğe girerken AKPARTİ'nin yapmak zorunda olduğu ve halkımızın dört gözle beklediği birkaç düzenleme var:
Asgari ücretlilerin,
Öncelik düşük maaşlı emekliler olmak üzere tüm emeklilerin,
(2000 sonrası emeklilerin intibak yasası meclisten geçirilebilir,seyyanen maaş artışı yapılabilir)
EYT'lilerin problemini (hepsi bir anda olmasa bile kademeli olarak veya farklı yöntemlerle) çözüvermek.
Memurların 3600 Ek gösterge meselesi zaten 2022 yılı içerisinde çözülecek sözü verilmişti zaten.
Tüm bunlar halledildiğinde CUMHUR İTTİFAKI, diğerlerinden olduğu gibi, 2023 seçimlerinden de başarıyla çıkacaktır, hiç kimsenin zerre şüphesi olmasın.
Bu konuların iktidarın da gündeminde olduğunu, sıkıntıda olan her kesimi rahatlacak müjdelerin ayak seslerini, gerek partideki özel toplantılarımızda gerekse yetkili ağızların medyaya yansıyan konuşmalarından duyuyoruz, görüyoruz. İnşaallah en kısa zamanda insanlarımız için güzel gelişmeler olur.
AK PARTİ, iktidar olduğu günden bu yana hem Şeytan taşlamaya hem de tavaf yapmaya gayret etti, ediyor. Ben gönülden inanıyorum ki Ak PARTİ, kendisine güvenen ve yaklaşık 20 yıldır sahip çıkan bu aziz milleti; ne Korona illetinin, ne onun yol açtığı ekonomik sıkıntıların, ne de yamalı bohça misali bir araya getirilmiş müzmin muhaliflerin insafına bırakacaktır.
Son sözlerimiz de şöyle olsun:
Her ne kadar enerji ve gıda fiyatları, salgın sebebiyle sadece ülkemizde değil, tüm Dünyada rekor artış gösterse de insanlar denizin ne kadar dalgalı olduğuna değil, Kaptanın gemiyi limana sapasağlam getirip getirmediğine bakar.
KAPTAN,millet ve ümmetin geleceği için Türkiye gemisini sapasağlam limana yanaştırmayı başarmalıdır, daha önceki sayısız fırtınalarda olduğu gibi..
Eyvallah üstadım.
İnsallah vatandasin gecim derdinin azaldigi gunleri gormek nasip olur.
En az bir sene daha var adaşım uzmanların söylediğine göre..Salgının bozduğu tedarik zincirinin en az bir sene daha sürmesi bekleniyor..İktidarın yapması gereken,sistem yerine oturuncaya kadar özellikle dar gelirlilerin ezilmesini önlemek..Bununla ilgili çok yönlü çalışmalar sürüyor bildiğim,duyduğum kadarıyla..
Üstadım sessiz kalabalığın sesi olmuşsunuz, inşaallah temennileriniz yerine gelir ve Ümmeti Muhammed'in göz bebeği olan bu milletin gönlü kırılmadan herşey tekrar rayına oturur da 2023'te ve sonrasında " oh be " diyerek rahatlamış oluruz, Rabbim istikametinde daim eylesin.
Sağolasın kıymetli müdürüm.. Selam ve muhabbetlerimle
Ülkemiz problemlerini ancak Tayyip bey çözebilirdi. Ancak bugünkü Tayyip değil eski Tayyip bey yani bildiğimiz halkın Tayyip i Onun için çözebilirdi diyorum. Bu durumda halk be yapar bilinmez. Ayrıca ekonomik sıkıntıların Pandemiye bağlanmasını da halk kabul etmiyor. Çünkü psndemiden çoook önce sıkıntılar geliyorum demişti. Üstadım kaleminize sağlık ama fikirlerinizin ve tedbirlerinizin tamamına katılamıyorum
Sağolasın ustadım,her türlü görüşe saygımız vardır.Selam ve muhabbetlerimle
Ağzınıza Sağlık
Çok teşekkür ederim Ali Bey.. Selam ve muhabbetlerimle