Meral Akşener'i en fazla eleştirdiğim yönlerinden biri, olmadığı gibi davranması, kendisini ve partisini "öyleymiş" gibi gösterme gayreti idi.
Biraz daha açarsak, MHP'nin "milliyetçiliğini, ülkücülüğünü"
beğenmeyip "Biz daha milliyetçi ve daha ülkücüyüz" iddiasıyla partisinden ayrılarak İP'i kurmalarına rağmen, ülkücülere ihtiyacı kalmadığını anladığı anda tüm ülkücüleri bir şekilde partiden göndermesi, kalan iki "ağır abi"yi de kovmak yerine (gücü yetmediği veya işime yararlar düşüncesiyle olsa gerek) pasif göreve çekmesiydi.
Gelen yoğun eleştiriler karşısında "Biz merkez partisiyiz." itirafını kısık sesle de olsa itiraf etmesi bile durumu kurtarmaya yetmedi.. Hâlâ "milliyetçiliğin,ülkücülüğün" çeşmesinden su içmeye çalışıyor..
Diğer yönlerden ikisi de kıyafeti ve üslûbu idi ..
Bir zamanlar sayın Akşener'i, hiç değiştirmediği pantalon, gömlek, ceketten oluşan giyim tarzı, kısa kesilmiş saçları, "pargacı, dangalak, itelemişler, yavşak yavşak vs" gibi kullandığı argo kelimelerden dolayı,bir hanıma yakışmadığı gerekçesiyle birkaç kere eleştirmiştim.
Erkek yoğunluklu siyaset alanında, bir kadın olarak var olabilmenin zorluğunu aşabilmek adına, böyle "erkek" gibi giyinmesini ve konuşmasını anlayabiliyorum bir ölçüde;ama sürekli kavga, gürültünün hakim olduğu ve seçimler yaklaştıkça bu kavganın daha da bir sertleşmeye, yumruklaşmaya, küfürleşmeye kadar gitme potansiyeli bulunan siyaset dünyamıza, bir kadın asâlet, nezâket ve zarâfetinin esmesi gerektiğine de gönülden inanıyorum..Üstelik bir "kadın" olarak da hem ülkesinde hem de Dünya'da iz bırakan siyasetçiler de var:
Margaret Teacher,Angelina Merkel gibi.." diye de eklemiştim.
İşin benim için üzücü yanı, bu anlamda HDP'li Pervin Buldan'la aynı noktada buluşmuş olmamız.
Cumhurbaşkanlığı yolunda daha önce Mansur Yavaş'ın üzerini çizen Pervin Buldan, bu sefer de konuk olarak çıktığı bir TV programında, Akşener'in cumhurbaşkanlığı adaylığının üzerini çizerken Meral Hanım için "Daha bi kadın olmalı" demiş.
Bu cümleyi AKPARTİ'li veya MHP'li bir siyasetçi kursaydı İYİ Partililer ve ortakları "Bu ne terbiyesizlik, siz bir hanıma nasıl böyle bir söz söyleyebilirsiniz?" diye yeri göğü inletirlerdi; ama muhatap HDP olunca kulaklarının üzerlerine yatmayı tercih ettiler, kendileri dahil herkesin bildiği mâlum sebepten dolayı.
Meselenin dikkat çekici bir başka yönü de şuydu:
HDP'li Pervin Buldan, Meral Akşener'in adaylığının üzerini âdeta çizmiş; ama aradan nerdeyse bir hafta geçmesine rağmen Akşener de dahil, 6'lı masadan çıt çıkmadı.
"Sen masada yoksun ki kimin aday olup olamayacağına nasıl karar veriyorsun, haddini bil" diyemediler.
Diyemezler; çünkü masanın 7’ncisi HDP’dir. Onların "okey"i olmadan Cumhurbaşkanı adayını belirleyemedikleri gibi, iktidarı rüyalarında bile göremezler.
Akşener ve ekibi, HDP ile olan gayrimeşru ilişkilerini, arada sırada yaptıkları "şovlarla" gayet güzel gizleyebildiklerini düşünüyor olmalılar;ama fena halde yanılıyorlar.
Tül perdenin arkasına ne kadar gizlenilebilir ki?
Vallahi metin hoca sen önünden ye,akpni savun başka denizlerde yüzme...sürtük çürük illet zillet derken yazsaydınya,Allahın ayeti ile bakara makara diye dalga geçen bakanına sitem ettinmi.hani müslümanlık tekelinizde ya.ha meral ablayı ağzınıza besmele ile alın..selamlar..
Akşener'in yüzünde Rabbiyesir görseydim sizi kırmaz besmele ile bahsederdim;ama maalesef Selami Bey...Selamlar,saygilar
Tebrikler