Az çok tarih okumuş olanlar bilir ki Batılıların bugünkü zenginliğinin altında, iki yüzyıldır sömürdüğü milletlerin kanı, gözyaşı ve alınteri vardır.
Batılılar işgal ettiği ülkelerden ayrılırken ''Hadi bize eyvallah'' diyerek ellerini kollarını sallayarak gitmemişler, sömürüye devam edebilmek için geride; kendi tarihine, kültürüne, dinine, insanına düşman; ama Batı'nın her şeyine hayran, onların gönüllü kölesi olmaya dünden razı olan bir yönetici ve aydın sınıfı bırakmışlardır.
Köleliğin uykusu da donarak ölmek kadar huzurlu ve tatlıdır. Batı'nın itaatkâr köleleri, yavaş yavaş ölmüşlerdir de farkında değillerdir. Onları tatlı ölüm uykularından, ne ABD'nin Kızılderili katliamları ne de Fransa'nın Cezayirdeki soykırımları uyandırabiliyor? Denizin ortasında botlarını delerek ya da buz gibi havada çırılçıplak soyarak ölüme terk ettiği mazlumlar da uyandıramıyor onları; kucağında çocuğuyla koşan mazlumlara çelme takıp düşürürlerken Ukraynalı sarışın ve mavi gözlülere kucak açma ikiyüzlülükleri de...
Müstemlekeci aydınlarımız Batı'yı hâlâ eski güçlü Batı; Türkiye'yi de hâlâ eski zayıf, söz dinleyen Türkiye zannediyor. Oysa devir döndü, kartlar yeniden karılıyor, Dünya yeniden kuruluyor. Her önemli olayda Dünyanın gözü, kulağı Türkiye'nin üzerinde; ama kültürel emperyalizme yoğun şekilde maruz kalmış Türk aydını ve yönetici sınıf "Büyük Türkiye" gerçekliğine inanmakta hâlâ zorlanıyor. Bu yüzden, ''efendilerimizin her istediklerini yaparsak bizleri de kendilerinden sayar, aralarına alırlar, bize merhamet ederler." havasındalar. Merhamet bekledikleri efendilerine sığınabilmek adına tutundukları uçakların kanatlarından patır patır düşen Afganlılar bile kendilerine getirememiş onları.
Şükrü Sina Gürel.... DSP Döneminde vekillik, hükümet sözcülüğü, Dışişleri bakanlığı gibi çok hayati görevlerde bulunmuş bir siyasetçi.
Rus korkusundan NATO'nun kapısını telaşla çalan İsveç ve Finlandiya için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Bu iki devletin, teröre verdiği desteklerden dolayı, NATO üyeliğine karşıyız.'' açıklaması üzerine monşer hazretleri, iktidarı zinhar yanlış(!) yapmaması için şu cümlelerle uyarmış: '‘İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini pazarlık konusu yapmak kimsenin haddi değildir. Türkiye'nin veto hakkını kullanmaması ve hükümetin bunu pazarlık aracı yapmaması gerekir.''
Oysa daha yeni ''PKK/YPG ve FETÖ gibi Türkiye düşmanlarını korumayın, gereğini yapın.'' demişiz. Onlar da bu gayet mâkul isteğe ''Ülkelerimizde barınan FETÖ'cü ve PKK'lı toplam 33 teröristi Türkiye'ye iade etmeyiz.'' cevabını vermiş.
Şimdi biz bu iki devletin isteğine niye ''Evet'' diyelim?
Bir zamanlar, Kenan Evren ve ekibinin oluruyla Yunanistan'ı NATO'ya koşulsuz almışız ve şu an Yunanistan NATO ile AB'yi yanına alarak bize her fırsatta düşmanlık yapmaktan geri durmuyor. İsveç ve Finlandiya'nın bize karşı olan düşmanca tavırlarını sürdürmeyeceklerinin garantisi mi var?
Hepimizin bildiği bir gerçektir:
Bir konuda, bir kere yanlış yaparsan hatadır; ama iki kere yaparsan bu, bir tercihtir.
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ''Niye aynı hatayı iki kere yapalım?''
Müslüman aynı delikten iki kere ısırılır mı?
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Şükrü Sina Gürel'in yaptığı bu açıklamaya mal bulmuş mağribi gibi sarılarak
'' Şükrü Sina Gürel, Zafer Partisi'nin görüşlerini açıklamış.'' şeklindeki tweetiyle onunla aynı görüşte olduğunu duyurmuş kamuoyuna.
Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu ve Demirtaş, bu konuda hâlâ açıklama yap(a)madı.
Türk milletinin içerde ve dışarda haklarını koruyacakları vaadiyle iktidara talip olanlar, patates-domates fiyatlarına kadar, olur olmaz her konuda açıklama yapmaktan kaçınmıyorlar da böylesine önemli bir konuda niye üç maymunu oynuyorlar? İki ülkenin NATO üyeliği isteği ve iktidarın buna gösterdiği tepki, domates-patates fiyatlarından daha mı önemsiz?
Bu kadar uzun düşünülecek bir şey yok aslında. Yapmaları gereken basit:
"Her vesileyle ülkemize ve insanımıza düşman olduğunu göstermekten çekinmeyen BATI'ya karşı bu onurlu duruşun yanında olmak." Ama....
Bu sessizlik hayra alâmet değil. Muhalif liderler sessiz kaldıklarına göre ihtimal ki bu konuda Özdağ'la Şükrü Sina Gürel'le aynı şekilde düşünüyorlar. Şaşırtıcı olur mu? Hayır.. Mâlum Libya ve Suriye meselelerinde de Türk Milletinin yanında olmamayı tercih etmişlerdi. Kendileri bilir; zamanı geldiğinde aziz milletimize bu duruş(!)un hesabını verecek kendileri nasılsa.
Şükrü Sina Gürel, iktidarı uyarmış ya biz de bu iflah olmaz BATI hayranı monşerleri İsmet Özel'in sözleriyle uyaralım:
''Uşaklıkta ne kadar kıdemli olursanız o kadar iyi bir uşak olursunuz. Çok uşaklık ettiğiniz için bir efendi olma ihtimaliniz yoktur.''
Ağzına sağlık Metin hocam, konu derin ve çok önemli...İktidar gereken ve olması gereken cevabı verdi, muhalefet ve iktidara muhalif kırıntılar da aynı cephede yani hğkğmet nepyi savynursa diğerleri tersini çünkü onların sahipleri burda değil Türkiye dışında... Patronları ne derse uşakları onu yapar... Yaşayıp göreceğiz... Türkiye kolay lokma a değil, oyun kuran, oyunları bozan büyük bir devlet...
Üstada ALLAH RAZI OLSUN.
Sözün bittiği yer. Seni Tebrik ediyor ve
Ağzına sağlık hocam,bizim muhalefet hala mandacı zihniyetten kurtulamamış. Hani bunlar atatürkçü ya onun söylemiş olduğu bir türk dünyaya bedeldir sözünü anlayamamışlar ve içlerine sindirememişler.korkak pısırık batının köleliğine alışmış ve hala eski huylarını devam ettirmekte sakınca görmüyorlar.ondan sonra utanmadan bu milletin karşısına çıkıp oy isteyecekler,o günlerde gelek ve görecekler elmi yaman bey mı yaman
Ağzına sağlık hocam,bizim muhalefet hala mandacı zihniyetten kurtulamamış. Hani bunlar atatürkçü ya onun söylemiş olduğu bir türk dünyaya bedeldir sözünü anlayamamışlar ve içlerine sindirememişler.korkak pısırık batının köleliğine alışmış ve hala eski huylarını devam ettirmekte sakınca görmüyorlar.ondan sonra utanmadan bu milletin karşısına çıkıp oy isteyecekler,o günlerde gelek ve görecekler elmi yaman bey mı yaman
Hükümetimizin, devletimizin, başkanımızın yanındayız.
Hocam yüreğine sağlık. İmzamı atarım Ufuk Yalçın olarak
çok güzel bir tesbit olmuş üstadım bunların dedeleri de hep mandacı ve batı köleliğini kutsayan bir güruhtu. İşin üzücü yanı kendini sağda veya solda milli bir gören tayfanın bunlarla içiçe olmasıdır.
Tebrikler kardeşim. Çok akıcı bir üslupla dirayetli bir fikir yazısı olmuş.
Metin hocam; bu konuda özet ve çok anlaşır bir yazı olmuş. Anlamayana “ sivrisinek saz, davul zurna az” gelirmiş. Olsun . Sen doğruları yazmaya devam. Kalemine kuvvet.