Hafta içi aldığımız haberle yüreğimiz bir kere daha yandı, insanlığımızdan(!) bir kere daha utandık.
Hatay'da Adem Yarıcı isimli bir baba "İşsizim, evime ekmek götüremiyorum, çocuklarım aç." diyerek kendini ateşe verdi ve ne yazık ki hayatını kaybetti. Allah rahmet etsin, kimsenin başına vermesin. İnşaallah ailesi mağdur edilmeyecek, geride kalanlara yardım eli uzatılacak; ama keşke bu hassasiyeti, bu acıları yaşamadan gösterebilsek toplum olarak...
Ki DEVLET,bu ailenin yanında olmuş zor zamanlarında. Hatay Valiliği, Adem Yarıcı ve ailesine bugüne kadar 44 bin lira yardım yapmış.''Böyle haberleri tepe tepe kullanmayı ''siyaset'' zanneden HATAY'ın CHP'li belediyesinin ve İYİ Partili yetkililerin rahmetliden haberi var mıydı?'' sorusunun cevabını aslında hepimiz biliyoruz.
Babanın kendini yakmasını, "Eyvah yine ekonomik kriz gerekçesiyle iktidara yüklenecekler' gibi siyasi saiklerle "Kardeşim, aç olan herkes intihar mı ediyor?" diye gevezelik etmek, en hafif tabirle ne kadar TERBİYESİZLİKSE,(Onun gönül dünyasında neler yaşandığını asla bilemeyiz)
yine siyasi saiklerle, babaya acıyormuş gibi görünüp "iktidara yüklenmek " adına fırsat çıktı diye için için sevinip, rahmetlinin acısını sonuna kadar sömürmek de o kadar TERBİYESİZLİKTİR.
Yoksulluğun her daim var olduğunu daha önceleri de defalarca dile getirmiştim. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile yoksulluğa topyekûn çare bulamadılar. Almanya'da 680 bin kişi sokaklarda yaşıyor. ABD'de de 13 milyon kişi sefalet içinde yaşıyor, sokaklarda evsiz yaşayanların sayısı 550 bin kişi. Örnekler çoğaltılabilir.
Bu örnekler yine de iktidarları masum gösteremez. Nasıl ki milletin yaşadığı her türlü güzellik iktidara artı olarak yazılıyorsa,her türlü olumsuzluk da öncelikle yöneticilere eksi olarak yazılmalı âmenna. Amma velâkin, bu son derece üzücü olaylardan, her şeyden ve herkesten önce, mahallelilerin sorumlu olduğu gerçeğini de asla görmezden gelemeyiz. Üç maymunu oynayarak bencilleşmiş ruhumuzu ferahlatamayız.
Şehir hayatı gereği apartman dairelerine kapandık. Mahalleliyi geçtik, kapı komşumuzdan dahi haberimiz yok. Tek derdimiz, "Nasıl ikinci-üçüncü evimizi, arabamızın daha güzelini alabiliriz, bu yaz hangi beş yıldızlı, her şey dahil otellerde tatil yapabiliriz?" olunca gözümüz, kendimizden başka kimseyi görmüyor maalesef. Olanların suçunu da iktidara attık mı işimiz tamam, vicdanımız rahat...
Eğer suç sadece yönetenlerinse Peygamber Efendimiz(sav)'in şu hadisini NEREYE koyacağız? Hz.Aişe (ra) anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: 'Hz. Cebrail aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki komşuyu komşuya varis kılacağını zannettim.'
Eyvallah ustadım
Üstad Allah razı olsun. Güncel ve pratik bilgiler, olayları felsefi ve edebi bir üslupla yazıya dökmen hem haber sitemiz, hem de doğru bileği edinmemiz açısından çok makbule geçiyor. Teşekkür ederiz. Kaleminize kuvvet.