Bu ülkede hainliğin bini bir para. Bizim ülke kadar haini de soysuzu da çok olan başka bir ülke daha var mı bilmiyorum. İnanılır gibi değil. Türkiye’nin en kalburüstü siyasetçileri dahi teröristleri destekleyebiliyor, teröristlerle mücadele edenlerle ilgili olumsuz algılar oluşturabiliyorlar. Ne kadar hain ve soysuz varsa yüreklendiriyorlar. Sonra da çok pişkince, hiç yüzleri kızarmadan bozarmadan toplum önüne çıkıp oy isteyebiliyorlar.
İnanın böyle bir utanmazlığı aklım hayalim almıyor. Yani bu insanlar Türk halkından hiç mi utanmazlar, arlanmazlar; hiç mi onların karşısında biraz olsun mahcup olmazlar. Nasıl oluyor bu?! Nasıl başarabiliyorlar bu denli pişkin ve yüzsüz olmayı?!
Mesela CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a soruyor muhabir. “Muharrem İnce’nin seçim sürecinde Demirtaş’ı ziyaret etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?”. Cevap veriyor muhterem. “Demirtaş masum, suçsuz”.
Yahu bu adamlar milleti delirtmek için mi dünyaya geldiler! Gerçekten siz, seçimle işbaşına gelmekten ümidinizi kestiğiniz için bu güzel milleti kanser edelim de ülke bize kalsın diye, strateji mi uyguluyorsunuz Allah aşkına!
Şaka mı bu yahu. Adam açık açık, öz yönetim, federasyon bilmem ne diyecek, yani “ben senin devletini ikiye ayıracağım, diğer yarısında devlet kuracağım arkadaş” diyecek. E biz de, “olur, seçilebiliyorsan, yap” diyeceğiz.
Aklımızla alay mı ediyorsunuz yahu. Orta Asya steplerinden buralara gezmeye geldik de, gelmişken Anadolu ahalisi bize burayı hediye mi etti arkadaş. Böyle ciddiyetsizlik olur mu? Yolda mı bulduk bu toprakları, meydanlarda cirit oynarken mi kurduk bu devleti.
İktidar biraz da ani seçim kararı almanın etkisiyle zaman kalmamış olmasından kaynaklanmalı ki, bu adamın adaylığını engelleyecek yasal düzenlemeler yapamadı. Yani ne demek istiyorum. Türkiye’nin güvenliğine ve bölünmez bütünlüğüne yönelik terör faaliyetleri iddiasıyla tutuklu bulunanlar dahi böylesine önemli bir göreve aday olamamalılar.
Ayrıca, sadece cumhurbaşkanlığı için değil, belediye başkanlığı, milletvekilliği, hatta muhtarlık için bile aday olacaksa bir kişi, bu devlete de bu millete de sadakati süt gibi beyaz, su gibi billûr olmalı.
Ama ben böyle diyorum ya, CHP’lilere göre ben suçluyum. Fakat Demirtaş masum. Ben milletin birliğine bütünlüğüne, kardeşliğine zarar veriyorum; ama terör elebaşısı Murat Karayılan benim kadar zarar vermiyor bu millete.
Ben kimim?! Süleyman Soylu. Ne fark eder. Aynı şeyleri düşünüyoruz terörle mücadele konusunda. Hatta ben daha da ötesini bile düşünüyorum. Ama bu soylu insana bu mücadelesinden dolayı neler diyorlar, şu hale bak.
Mehmet Bekaroğlu’nun twitine bakın hele: “Süleyman Soylu, bu milletin birliğine,bütünlüğüne ve kardeşliğine terör örgütü lideri Karayılan’dan daha çok zarar vermiştir.Ülkenin birliğini ve güvenliğini korumakla görevli bir şahıs bunu yapar mı? ” diyor ve arkasından ekliyor : “Bu bakanın hala görevde olması kabul edilemez”.
Yani hedef neymiş. Süleyman Soylu’nun bakanlıktan alınması.
Olur Bekaroğlu. Karayılan’ı da senin hatırın için Milli Savunma Bakanı yapalım mı?!
Ne yapmış Soylu. Terörle mücadelede destanlar yazmış. Herkesin gözü önünde cereyan eden bir mücadele, herkes biliyor zaten. Tek tek söylemeye gerek yok.
Zaten bu olağanüstü mücadelesinden dolayı bakanlıktan alınmasını istiyorlar. Biraz nefes aldıracaklar kankalarına.
Başka ne yapmış Soylu. Ağrı’da 11 çocuk babası Mevlüt Bengi’nin PKK tarafından öldürülmesinden sonra açmış telefonu ve vermiş veriştirmiş PKK’nın siyasetteki temsilcisi HDP’nin eşbaşkanı Pervin Buldan’a.
Sonra da o hissiyatla, 11 yetimin infaz emrini vermiş olan Karayılan’larla amansız bir mücadeleye girişmiş olan kendisini, bu soysuzlardan daha tehlikeli gören CHP’lilere şehit cenazelerinde yer ayırmayın diye valilere talimat vermiş.İşte bu yüzden seviyorum ben bu adamı. İşte benim yıllardır aradığım İçişleri Bakanı bu.
Hay ağzına sağlık Süleyman Soylu. İşte Türkiye’nin terörle mücadelede yıllarca aradığı cesur adam, yürekli Bakan bu.
Türk milletinin on yıllardır beklediği ve nihayet bulduğu bu gözü pek Bakanın terörle mücadelede ne riskleri göze aldığını, bilmem söylemeye gerek var mı.
Bu yüzden, terörle mücadelenin aynı hızla sürmesi, teröristlere ve terör odaklarına kan kusturmaya devam etmesi için bu gözü pek Bakanın, bir vekil kaybına rağmen, İçişleri Bakanı olarak görevinin sürmesi gerekir.
Aksi bir durum, terör odaklarına moral ve cesaret verecektir.
Sn. hocam ALLAH senden razı olsun.bizlere tercüman oldun.saygılar...
Hepimizin gönlünden geçeni yazmışsınız kıymetli hocam..REİS de aynı şekilde düşünüyormuş(kalp kalbe karşıdır) ki Süleyman Soylu'yu yeniden İÇ İŞLERİ BAKANI yaptı..